Yunan Adaları 2015
(Çeşme, Atina, Mykonos, Santorini, Rodos)


Yunan Adaları ALBÜMÜ
Devam etmek için resmin üzerine tıklayınız
Aegean Paradise Cruise Gemisi
Standart odalarda bulunan lumboz camlar
Casino
Yolcu eğitimleri ve tatbikat
Akşam yemeğinden sonra teras
Atina
Atina sokakları
Atina sokakları
Atina sokakları
Atina sokakları
Mykonos
Mykonos sokakları
Mykonos sahil
Mykonos sokakları
Mykonos sokakları
Santorini adasına transfer
Santorini
Santorini OIA Köyü
Santorini OIA Köyü
Santorini gün batımı
Rodos
Rodos
Rodos kale içi
Rodos kale içi
Rodos plajı


ETS ile katıldığımız Yunan Adaları turu bizim için farklı bir seyahat programı oldu. Diğer şehir turlarının aksine bavul toparlama derdi olmadan gözümüzü yeni bir yerde açmak çok rahattı. İlk gün deniz üzerinde sürekli salınma hissi vücut dengemizi ve midemizi biraz zorlasa da ertesi gün alışmıştık. Abartı büyük olmayan Aegean Paradise Cruise gemisi deniz üzerinde konforlu bir tatil için yeterliydi. Gemi içerisinde her türlü olanak mevcut ve sıkılmak mümkün değil. Havuz, Bar, Restaurant, Casino, Konser Salonu, Masaj, ne ararsanız var. Yemekler gayet lezzetli ve sağlıklı. Personelin güleryüzü ve ilgisi hepsinin ötesinde.

Akşama doğru Çeşme'den yola çıktık ve sabah gözümüzü açtığımızda Atina'daydık. Limanın yanında bulunan terminalden turist otobüsüyle onbeş dakikada şehir merkezine gittik. Sabah olması sebebiyle şehir çok sakindi. Bize verilen 4 saatlik zaman içerisinde rahat rahat şehri dolaştık. Antik Yunan eserlerinin olduğu açık müzelerin kenarlarında dinlenmek ve bir şeyler yiyip içmek için molalar verdik.

Biz akşam yemeğimizi yerken gemimiz Mykonos'a gelmişti. Cruise gemilerinin yanaşabileceği büyüklükte bir liman olmadığı için kıyıya botlarla geçtik. Botlara transfer edilirken kendimizi bir kurtarma operasyonunun içindeymişiz gibi hissettik. Onlarca görevlinin güvenliğimiz ve tahliyemiz için sergiledikleri koordinasyonlu çalışmalar olaya müthiş bir heyecan katmış. Onbeş yirmi dakika içinde kıyıya vardık. Sokakların yapısını ve çarşıyı Bodrum'a benzetmek mümkün. Dar olmasına rağmen renkleriyle insanın içini aydınlatan sokaklarda hem alışveriş yapma hem yeme içme hem de müze yerlerini gezme imkanı var. Gece 2'ye kadar gemiye dönüş için vaktimiz olduğundan istediğimiz bir çok şeyi rahatlıkla yapabildik.

Ertesi gün Santorini'deydik. Mavi kubbeli fotoğraflardan tanıdığımız bu muhteşem yeri çok merak ediyorduk. Adaya ayak basılan yerden bir yere gitme imkanı bulunmadığı için mecbur dik yamaçtan yukarı çıkmak gerekiyor. Seçenekler; teleferik, eşek sırtı veya yüzlerce basamaklı merdiven. Biz en kısa ve rahat olan teleferiği seçtik. Mavi kubbeli yerler için terminalden otobüse binip OIA köyüne gitmemiz gerekti. Otobüsle giderken çiçeklerle bezenmiş Ege köylerinin içinden geçmek yolculuğa daha fazla keyif katıyor. OIA köyüne gelip o muhteşem manzarasını görünce kendimizi fotoğraf karelerinin içinde buluverdik.

Artık son günümüz ve Rodos'a gidiyoruz. Kaç gündür deniz üstünde olmamıza rağmen henüz denize girememiştik. Bu yüzden Rodos'a gelince yaptığımızın bir yaz tatili olduğunu daha iyi anladık. Aldık mayoları havluları doğru plaja. Öncesinde kısa bir şehir turu ile kaleyi ve sokakları gezdik. Oradan otobüsle adanın arka tarafındaki plaja gittik. Sıcak, kum, plaj, deniz ve işte yaz tatili.

Sabah kahvaltıdan sonra terasta onlarca farklı milletten çalışan mürettebatın bizi uğurlama gösterisi vardı. Ellerinde ülkelerinin bayrakları ve çalan etnik müziklerle şölen havasında bir saat geçirdik. Çeşme'ye geri dönüp gemiden inerken keşke hiç bitmeseydi dediğimiz bir tatili daha böylece sonlandırmış olduk.

Serdar Kılıçsel © 2018
facebook.com instagram.com linkedin.com