İnce Memed 3

Yazar: Yaşar Kemal
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Sayfa: 640
Tür: Türkiye Roman


İnceleme
2018/11 15 dk 12183

"ATEŞİ YANDIRAN KAVDIR, DEMİRİ DÖVDÜREN TAVDIR."

1984 yılında yayınlanan İnce Memed 3 romanında henüz yeni kurulmuş Cumhuriyet'imizin ağalardan, beylerden kurtulamamış olduğunu, bu ağaların köylülere yaptıkları zulümleri, bazı insanların azıcık sıkıyı görünce hemen mertlikten vazgeçtiklerini bazısının da sonuna kadar yüreğini ortaya koyduğunu Yaşar Kemal'in muhteşem kaleminden okuyoruz.

Hep merak ederim, Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur demişler ya hani; bu sözü kim, ne zaman, hangi şartlarda söylemiş. Gerçekten Türk'ün Türk'ten başka dostu yok mu, yoksa Türk'ün Türk'ten başka düşmanı mı yok? Ya da Türk Türk'ün dostu değildir mi desek daha yumuşak bir geçişle. Birbirine düşmanlık yapan bu kadar Türk varken bu sözü nasıl doğru kabul edebilirim ki?

İnce Memed serisinin üçüncü romanında da yine bu soruları sordum durdum kendime. Bir insan kendi milletinin insanlarına karşı nasıl bu kadar zalim olabilir diye. Hem Hakk'tan korkup hem de Hakk'ın yarattıklarına nasıl bu kadar acımasız davranabilir diye.

İşte bu yüzden galiba, hayatta da bazen İnce Memed olmak gerekir. Ne demiş üstad; "Bir insan İnce Memed olunca, İnce Memedlik onun sırtına en büyük yük olur. Bir insan İnce Memed olunca başka hiçbir şey olamaz."

ince memed 3

DERİN CÜMLELER

"İnsan her gün yeniden doğabilir isterse ağam. Her sabah anadan yepyeni, başka bir insan olarak doğabilir. İyi de doğabilir, kötü de..."

"Sahi bre Ali, yaşamamız, ölmekten bu kadar korktuğumuz, yaşamak ne işe yarıyor? Uğruna bu kadar alçaldığımız, zulmettiğimiz, haram yediğimiz, insan öldürdüğümüz yaşamak ne işe yarıyor? Sonunda işte böyle küçücük bir mezarlığı dolduruyoruz."

"İnsan olanın başına aklına gelmedik iyilik de gelir kötülük de... İnsan olanın başına her türlü alçaklık da gelir, yiğitlik de... İnsan insandan her şeyi beklemeli..."

"Adam dediğin Yunus gibi olacak, benim ocağıma odunun bile eğrisi giremez deyip ok gibi dosdoğru odunları sokan Yunus gibi..."

"İnsanoğlu belirsizdir Yüzbaşım. Bir ağac bile bin damardır. Damarlarının dokuz yüz doksan dokuz tanesi yer altında, sadece bir tanesi dışardadır."

"Dünya sefil İbrahimlerle ağzına kadar dolu oğlum. Sefil İbrahim olmaktan daha kolay bir şey de yok bu dünyada."

"Memleket, Cumhuriyet yenidir ama adalet, insan vicdanı eskidir. İnsanın içindeki adalet duygusunu köreltirsek, insanın insana saygısı kalmaz. İnsanın insana itimadı, hürmeti kalmayınca da bir yerde insanlık çok şey kaybetmiş demektir."

"Bir İnce Memed giderse bini gelir..."

ince memed 3

İNCE MEMED EŞKİYALIĞI BU SEFER BIRAKACAK MI?

Ali Safa Bey'i ve Kel Hamza'yı öldüren İnce Memed, Ali Dağ'ına doğru kaçar. Jandarma arkada İnce Memed önde yine bir kovalamacadır başlar. Ali Safa Bey ve Kel Hamza öldükten sonra halk yine ağalara beylere yaranmak için İnce Memede sövmeye başlamıştır. Ne hırsızlığını, ne kadın kaçırmasını, ne tecavüzünü bırakırlar. Varsa yoksa tek konuştukları İnce Memed ve onun zalimliğidir.

En çok da Karadağlıoğlu Murtaza Ağa korkar İnce Memedden. Her gittiği yerde ondan bir haber var mı diye korkuyla etrafı dinler. Arif Saim Bey ve diğer beylerin olduğu bir akşam buluşmasında Arif Saim Bey, öz evladı, kardeşi gibi sevdiği Zülfü Bey ile konuşur. Zülfü Bey bir harp kahramanı ve savaş sonrasında da kendini tarla işlerine vermiş ve tapu müdürlüğü görevini yapmak istemiş biridir. Toplantıdan sonra Murtaza Ağa ile Topal Ali konuşarak yürürler. Murtaza Ağa, Topal Ali'den korkar ancak sonunda onun da İnce Memedin düşmanı olduğuna inanır ve kendisine ondan bir zarar gelmeyeceğini düşünür.

Murtaza Ağa kasabada her kimi gördüyse Ankara'ya İnce Memed icin telgraf çektirir. Eğer erkenden önlem alınmazsa bu İnce Memed Ankara'da sizi de öldürecek dedirtir. Ancak daha sonra bunu duyan ağalar beyler ya bu telgraflar Arif Saim Bey'in kulağına giderde hükümet Adana'yı başıboş bıraktık sanıp Arif Saim Bey'i zora sokar ve bundan dolayıda kendi başları yanar korkusuyla Murtaza Ağaya kızarlar.

Ali Safa Bey'in ölüsünün kokusu tüm kasabayı sarmıştır. Tüm köy kasabalar duysun da İnce Memedin ne kadar gaddar olduğunu öğrensin diye cenezayi bekletirler. Kasaba artık kokudan girilemez bir hal alır. İmam bile zor yıkar cenazeyi de zar zor defnederler.

Dağlarda çobanlık yapan Müslüm daha küçük bir çocuktur. Canı gibi sevdiği köpeği Sarı'yla dağlarda koyunları otlatır. Bir gün Yüzbaşı Faruk ile onbaşı Kertiş Ali geçer ordan. İnce Memedi sorarlar. Görmedim der Müslüm. Falakaya yatırır ayaklarından çıkan kan sopayı kana bulayıncaya kadar vururlar da Müslüm hiç konuşmaz. Sonra Kertiş Ali tetiği doğrultur Sarı'ya. Dur der Müslüm söyliycem. Bakırgediği'ndeki mağarada Kel Eşkıya'nın çetesine katılacakmış İnce Memed, oraya gitti der. Jandarma çoktan yola düşmüştür. Yüzbaşı atına atladıktan sonra önce köpeğin yanına gider ve şarjörü köpeğin kafasına boşaltır. Sonra Bakırgediğine doğru yollanır.

Faruk Yüzbaşı, Asım Çavuş ve Kertiş Ali onbaşı Bakırgediğine giderken yağız atı görürler. Yüzbaşı iki kez dener ama atı vuramaz. Sonra Kara İbrahim gelir. Dokuz kişi gördüm der. Ama İnce Memedi hiç önceden görmediği için çıkaramaz. Hepsi akşama doğru kaldıkları mağaraya doğru gitmiş ve çatışma başlamıştır. Sabaha kadar süren çatışmada dokuz eşkiyayı öldürmüştür Faruk Yüzbaşı ve birliği. En merak ettiği içlerinde İnce Memedin olup olmadığıdır. Oraya gelen civar köylülerden biriyi çağırır yanına. İnce Memed var mı diye sorar bunların içinde. Köylü bakar bakar eşkiyalara. Bu der İnce Memed. Faruk Yüzbaşı kasabaya gidecek en hızlı adamı sorar. Tazı Tahsin derler. Yazar pusulayı gönderir. Üç günlük yolu bir gün bir gecede gider Tazı Tahsin. Kaymakamlığa gidip haberi verir. Sonra bütün kasaba bu haberle çalkalanır. Bütün ağalar beyler kaymakamlıkta toplanır. En çok da Murtaza Ağa sevinmiştir habere. Topal Ali'ye artık düşman gibi soğuk bakar olmuştur. Muştuluk olarak 300 lira verir Tazı'ya. Diğer beyler de onar yirmişer lira muştuluk vermiştir. Tazı sevincinden yerlere göklere sığamaz.

İnce Memed'in öldüğünü duyduktan sonra Murtaza Ağa artık Topal Ali'yi yanında istemez. Hatta daha birkaç gün önce ona kardeşim diyen o değilmiş gibi şimdi ona nefretle bakıyordur. Eve geldiklerinde Topal Ali'ye hakaretler yağdırır. Sonunda da bütün aldığı kıyafetleri üstünden çıkarttırır, don gömlek bırakır Ali'yi ve evden kovar.

İnce Memedin köyünde bir ölüm sessizliği vardır. Kimse Koca Osman'la Seyran'a İnce Memed'in öldüğünü söyleyemez. Koca Osman bugüne kadar İnce Memedi onlarca kez öldürdüler, inanmayın siz bu söylenenlere, gidip de gören oldu mu der. Herkesi bir heyecan alır. Seyran hemen yola çıkar. Öldürülen eşkiyaların olduğu yere geldiğinde nefes nefese bir korku içindedir. Tüm eşkiyalarin yüzüne gözyaşı içinde tek tek bakar ancak İnce Memedi göremez. Yüzünde bir gülümseme ile köye geri dönmek için yola koyulur.

Öldürülen eşkiyaların yakınları birer birer gelip cenazelerini alıp giderler. İnce Memed diye öldürülen eşkiyanın uzak bir köydeki yedi kardeşten sonuncusu olan Koca Osman olduğu çıkar ortaya. Abiler yedinci kardeşinin cenazesini almaya gelmiştir. Faruk Yüzbaşı, Asım Çavuş ve Murtaza Ağa ne yapacaklarını şaşırırlar. Eğer bu olay Ankara'ya kadar duyulursa mahvolurlar. Kardeşlere cenazelerini gizlice teslim ederler ama yine de insanlar olayın gerçeğini öğrenir. Faruk Yüzbaşı Koca Osman'ı İnce Memed diye söyleyen Çiceklidere köylülerine şimdi kötülüklerden kötülük düşünür. Murtaza Ağa ise Topal Ali'ye yaptıklarından dolayı pişman olmuş her yere adamlarını salmıp yana yakıla Topal Ali'yi arattırır.

Murtaza Ağa en sonunda Topal Ali'nin Kara Hasan'ın değirmeninde olduğunu öğrenir. Ne kadar tanıdık adam varsa gönderir ama Topal Ali hiçbirini dinlemez. En sonunda kendi gitmeye karar verir. Arsalar, evler, tapular vaadeder; maaşlar, paralar, eşyalar vereceğini söyler; Almanya'da Topal bacağına yeni bacak yaptırıcam der ama ne dediyse de bir türlü Topal Ali'ye tek kelime laf ettiremez. Ali sustukça Murtaza Ağa sinirlenir, öfkelenir. En sonunda da kendisine zulümlerden zulüm beğen der, hapishanelerde zindanlarda çürüttürüceğim seni der, ne dağda ne ovada sana bundan sonra yaşamak yok der, Kara Hasan'a ne yap et, Topal Ali'yi gece bana gelmesi için ikna et der ve çıkıp gider.

ince memed 3

Fevzi, Mustafa, İsmet ve Veysi daha sekiz dokuzlarında dört kafadar arkadaştır. Bir akşam kasabanın üzerindeki yerlerinde aşık oynarlarken gelen kokuyu ve akbabaları farkederler. Kuyunun dibinde bir ceset vardır. Bakarlar kel eşkiyanın cesedi. Demek kimi kimsesi olmayan kel eşkiyanın cesedini jandarmalar bu kuyuya atmıştır. Dört kafadar birlik olur. Etraftan buldukları bir işlemeli kefene sarıp üzerine de murt ağacı dallarını sererek şehit olduğuna inandıkları kel eşkiyayı mezarlığın ortasındaki dut ağacının dibine güzelce gömerler.

Türkmen Beyi Talip Bey anavarzanın çok varlıklı ve çevresi tarafından sevilmeyen, etrafına zulmeden bir beyidir. Dokuz oğlu ile birlikte büyükçe bir varlığa hükmederler. Bir gün Talip Bey'in de ölüm haberi gelir. Tüm Çukurova İnce Memed'in Talip Bey'i nasıl öldürdüğünü, onu öldürmeden önce neler yaptıklarını konuşurlar. Bu sefer Murtaza Ağa ve beyler Ankara'ya heyet göndermek için hiç vakit kaybetmezler. Ankara'ya İnce Memed'in koskoca Talip Bey'i öldürdüğünü anlatır ve İnce Memed'i yakalaması için yardım isterler. Heyet yola çıktıktan sonra savcılıktan Murtaza Ağayi çağırırlar. Savcıyla beraber Talip Bey'in dokuz oğlu oturmuş, katillerin yakalanması için hükümete çıkacağız derler. Babalarını öldüren İnce Memed değil çok kötü işkenceler yaparak öldürmüş olan aslan köylülerle yörükler olduğunu söylerler ve onların ellerini kollarını sallaya sallaya gezdiğini söylerler. Bunu duyunca Murtaza Ağa çıldırır. Çünkü yine Ankara'ya mesnetsiz haberler gitmiştir. Ne yapıp ettiyse de oğullara babalarının katilinin İnce Memed olduğunu kabul ettiremez. Eğer bunu kabul ederlerse onlara çok şey vaaddeder ama hiçbiri hiçbir şeyi kabul etmez. Tek istekleri, bu olayın kan davasına dönmeden bir son bulması ve katillerin yakalanmasıdır. Sonra Molla Duran Emmi gelir. Babalarının herbir oğluna tek tek yaptığını, civar köylerdeki kızların ırzına geçtiğini, oğullarının karılarını bile sonradan kendi karısı olarak aldığını anlatır. Sonra da kasabada babanızı sizin öldürdüğünüzü söyleyenlerin olduğunu söyler. Bunun üzerine oğullar İnce Memedin babalarını öldürdüğünü kabul etmek zorunda kalırlar. Sonradan işin aslının bu şekilde olduğu ortaya çıkacak, Talip Bey'i oğullarının öldürdüğü belli olacaktır.

Değirmenoluk köyünün tepelerinde İnce Memedin yağız atı görünmeye başlar. Bunu gören köylülerde hem sevinç hem de atın sırtı çıplak diye İnce Memedin başına bir iş geldi korkusu sarar. Hürü Ana, bebekken anası öldüğü için büyütmek zorunda kaldığı Kısacık Mahmutla yollara düşer. Dağları, tepeleri aşar. Her kime o yağız atı burada gördünüz mü diye sorsa karşısındakiyi kaçıp gider bulur. Nihayet yörüklerden Battal Ağa'ya rastgelir. Ona diller döker, İnce Memedin anasıyım, anayı evladından ayırma der. Yerini ben de bilmem ama sabah emmim oğlu Aydınlı Temir gelecek, o bilir der. Sabahı zor eder Hürü Ana. Eşkiya Temir'le sabah olunca yola düşerler. Sarp dağlardan, uçurumlardan geçerler. Sonunda nihayet İnce Memed'i sakladıkları mağaraya ulaşırlar. Hürü Ana ile İnce Memed aglaşa aglaşa sarırlar. İnce Memed hastadır, yaralıdır. Cerrahlar vücudundaki kurşunları çıkartamamış, bu yüzden İnce Memed de bir türlü ayağa kalkamamıştır.

Hürü Ana Kırkgözün ocağına Anacık Sultana gitmeye karar verir. İnce Memedin yaralarını ancak Anacık Sultan iyileştirebilir diye düşünür. Temirle anlaşır, Temir İnce Memedi dağın altında bir yere indirecek, Hürü Ana da iki adamla birlikte Anacık Sultanı alıp oraya getirecektir. Kırkgözün ocağına varana kadar huzura kabul edilip edilmeme korkusu yaşar Hürü Ana. Ancak varıp da Anacık Sultanı gördükten sonra Anacık Sultan korkma der. İnce Memedin iyileşecek, onu inşallah iyileştireceğiz der. Dünyalar Hürü Ananın olur. Sevinçten Anacık Sultanın ellerini öpüp durur. Ertesi sabah İnce Memede gitmek üzere yola çıkarlar.

Tazı Tahsin kendi köyüne gider ama korkudan bir türlü köyün içine giremez. Ya Murtaza Ağa arkadan adam göndertip verdiği tüm paraları zorla alırsa diye çok korkar. Tüm geceyi ormanda saklanarak ve köyü gözleyerek geçirir. Ertesi sabah erkenden eve gider. Anasıyla konuşur. Anası köye kimsenin gelmediğini onu sormadığını söyler. Sevinçten havalara uçar Tazı. Tüm paraları çıkarır ortaya. Akşama kadar o parayla kaç inek, kaç keçi, kaç hayvan alacaklarını, çiftliğe neler yapacaklarını konuşurlar.

Murtaza Ağa, Topal Ali'nin gittiğinden beri iyice İnce Memedden korkar olmuştur. Ne yapacağını bilemez halde ya kendisini koruyacak biriyi ya da İnce Memedi öldürecek birini aramaktadır. Savaş zamanı dağlardan inmeyen, Fransızlarla ve onlarla anlaşan Ermenilerle yıllarca dövüşen ağalarla beylerle görüşmeye karar verir. Artık iyice yaşlanmış Ramazanoğlu beyine gider önce. Ramazanoğlu beyi İnce Memed yüzünden geldiğini anlar Murtaza Ağa'nın ancak hiç oralı olmaz. Artık yaşlanmıştır. Yeniden dağlara çıkıp eşkiyalık yapmak istemez. Murtaza Ağa mecbur gerisin geri döner. Sonra kasabaya varınca Mahmut Ağayla karşılaşır. Mahmut Ağa da köylüsüne çok çektirmiştir. Babadan dededen kalma zengindir ama yine de kendi üniversite bitirmiş aklıyla köylüleri kullanarak malına mal katmıştır. Mahmut Ağa ben der İnce Memedi bir günde tutar kulağından indiririm dağdan. İndiririm ama kimse bana gelip de bunu istemez. Ben de indirmem o yüzden der. Murtaza Ağa umutlanır akşam yemeğe çağırır. Murtaza Ağanın karısı Hüsne Hatun sofrada açar konuyu. Bu İnce Memed bu kasabada ağa bırakmayacak, hepinizi öldürecek der. Mahmut Ağa Hüsne Hatunun dolduruşuna gelmez ama yine de İnce Memedi olduğu yerden çıkarıp kellesini de Hüsne Hatunun önüne atacağını söyler.

Yüzbaşı, Murtaza Ağanın avukata yazdırıp gönderttiği telgrafları öğrenir. Her telgrafta civar köylerin muhtarlarının imzaları vardır. Kertiş Ali onbaşıya muhtar Kenan'ı getirmesini söyler. Muhtar Kenan bakar kağıda ama ne o dilekçeyi yazmıştır ne de altına imza atmıştır. Kertiş döve döve kan revan içinde bırakır muhtarı, itiraf et der ama Kenan bir şey yapmamıştır ki. Onbaşı alır muhtarı dereye götürür. Döve döve nihayet öldürür Kenan'ı. Yüzbaşıya döner, Kenan'ın ölmeden önce ağzından Murtaza Ağayla Zülfüyü duydum der. Yüzbaşı diğer dilekçelere imza atan tüm muhtarları alın der onbaşıya. Kendisi de akşam Murtaza Ağa ve Zülfüyle konuşmak için yanına çağırtır. Gelirler, konuşurlar ama Yüzbaşı onları suçlamaz. Bu dilekçeleri kimin yazdığını bilir misiniz der. Onlar da bilmediklerini ama bulmak için ona yardım edeceklerini söyler. Çıkışta Zülfü, bizi buraya dilekçeleri yazanın biz oldoğunu bildiği için çağırdığını ve bunu bildiğini anlayalım diye çağırdığını söyler.

ince memed 3

Kırkgözün Anacık Sultanının yaptigi merhemler ve Hürü Ananın yiyecekleri İnce Memedi sonunda iyileştirmistir. Yaraları tam kapanmasa da artık vakit gelmiştir. Hürü Ana İnce Memedi bırakıp köyüne geri döner. İnce Memed de Temir ve Kasım'la Battal Ağanın çadırlarına varır. Yemekler yenir, sohbetler edilir. Battal Ağa Türkmen kızlarının ördüğü giyitleri, yaptığı yemekleri doldurur İnce Memedin bohçasına. Akşamdan sabaha kadar Battal Ağayla İnce Memedin sohbeti devam eder. İnce Memed dertlidir. Bugüne kadar öldürdüğü ağaların yerine hep yenisi gelmiş, köylüler daha beter eziyet çeker olmuştur. Artık bu böyle devam etsin istemez ve eşkiyalığı bırakacağını söyler. Battal Ağa, ağalar öldürmekle bitmez der ama İnce Memedler de öldürmekle bitmez. Bir İnce Memed gider yerine bin İnce Memed gelir der. Bu söz İnce Memedin aklından hiç çıkmaz ama yine de eşkiyalağı bırakmakta karar kılar. Türkmenlerden hak helalliği alır ve Hürü Ananın yanına gitmek için obadan çıkar.

Köye varınca İnce Memed hemen Hürü Ananın evine gider. Yanında hiç silah taşımaması onu biraz korkutmuştur. Ya köyde jandarmalar olsa ne yapardım diye düşünür. Hürü Ananın evine vardığında Hürü Ana mutluluk içinde karşılar onu. Hemen sofrayı kurar, bir güzel İnce Memedinin karnını doyurur. İnce Memed artık eşkiyaligi bırakmak istediğini söyler Hürü Anaya. Hürü Ana baştan hiç sözüne söz katmaz ancak İnce Memed ısrar edince bu sefer veryansın eder Hürü Ana. İnce Memed Kırkgözün Ocağına doğru gideceğini söyler ve evden çıkar. Yolda giderken Tazı Tahsinle karşılaşır. Tazı Tahsinin davranışları İnce Memedi şüphelendirir, bu adamda bir iş var der. Yolunu güzergahını değiştirmeyi düşünür.

Tazı Tahsin bir an önce kasabaya gidip İnce Memedin yaşadığını hemen Murtaza Ağaya söylemeliyim der. Vurur kendini yollara. Dağları tepeleri aşınca karşısına o yağız at çıkar. İnce Memedin atı Tazı Tahsine geçit vermez. Ağaçların arasında onu kovalar. Bir an dalgın davransa dişlerinin arasında kafasını parçalayacak kadar yaklaşır. Tazı Tahsin bir ağaca tırmanarak canını zor kurtarır. Sabaha kadar yalvarır ata. İnce Memedi kimseye demiycem der ama at bir adım bile kıpırdamaz. Sabah nihayet at gider de Tazı ağaçtan iner. İndiği gibi de bildiğini okur gider kasabaya. Murtaza Ağayı bulur. Ona İnce Memedi gördüğünü anlatır. Yüzbaşı bunda bir iş var. Kertiş Ali onbaşıya teslim eder Tahsini. Onbaşı döve döve kan revan içinde bırakır Tahsini. Dayak yemekten feleği şaşmış Tahsin İnce Memed büyük bir oyun peşinde, eşkiya birliği topluyo, yakında köyleri kasabaları basacak diye bir yalan uyduruverir. Yüzbaşı gördünüz işte ben size bu köylü milletine güven olmaz demiştim, bunda bir iş olduğu belliydi, İnce Memed casus göndermiş der.

İnce Memed Kırkgözün Ocağına varır. Anacık Sultanla uzunca bir sürede kısa bir sohbet eder. Anacık Sultan ocağın yüzüğünü verir ona. Hasan'ın kılıcını da vermek gönlünden geçer ama kılıç kaderini kendi seçsin der. İnce Memed helallik alıp düşer yola. Yolda Çamlıyol köyünden geçer, köylüler genç Hasan'ın ölüsünün yasını tutuyodur. Kim öldürdü bu çocuğu diye sorar, İnce Memed der köylüler. İnce Memed üzüntü içinde yola devam eder. Alıcı bir kuşun kanadının yaralandığını görmüs, onu kucağına almış yoluna devam ederken bir Yüzbaşı ve bir bölük askeri görür. Önce onu Faruk Yüzbaşı sansa da bu başka bir şehirden gelen ve İnce Memedi yakalamak isteyen birisidir. Adını sorar, İnce Memed der, bir eşkiya kucağında kuşla dolaşmaz diye düşünerek, aradığı İnce Memed'i sorar. O çete toplamak için Akçadağ'a gitti der. Yüzbaşı ona inanır ve ordan ayrılırlar. İnce Memed Temir'le Kasım'ı bulur. Battal Ağaya götürürler onu. Battal Ağa seni bekliyordum der. Senin içindeki kurt seni rahat bırakmadı der. İnce Memed Temirle Kasımı alır, fişeklerini kuşanır, çıkar dağlara. İlk iş Çamlıyol köyündeki Hasan'ı öldüren Sarıçıyanı bulmak olur. Bulunduğu yerde canlı yakalar onu. Adamlarıyla birlikte anadan doğma soyar. Uzunca bir iple bağlayarak Hasanın köyüne götürür. Köylülere ben size gücendim, siz İnce Memedi Hasanın katili sandınız, İnce Memed Hasanı niye öldürsün der. Ben İnce Memedim, Hasanınızı öldüren sarıçıyan da bu der. Cezalarını versinler diye onları orada bırakıp köylülerin yalvarmalarına aldırmadan köyden çıkar gider.

İnce Memed, Temir ve Kasımla birlikte Vayvay Köyüne girer. Koca Osman Emminin evine girdiğinde Koca Osman Emmi gözleri yaşlı mutluluk içinde kucaklar oğlu gibi sevdiği İnce Memedi. Seyran haberi duyunca İnce Memedi ihbar eden olur da öldürürler diye çılgına dönmüş bir şekilde gelir Koca Osmanın evine. Zar zor ikna eder de Seyranı köyde kalır İnce Memed. Hemen nikahını kıyarlar. Artık İnce Memed sevdiğine kavuşmuştur. Düğün halay devam ederken kasabadan haber gelir. Faruk Yüzbaşı adamlarıyla çoktan yola çıkmış Vayvay Köyüne doğru gelmektedir. İnce Memed kalın sağlıcakla der köyün çıkışında Topal Aliyle buluşur. Duran Emminin yanına varırlar. Türkmenler topraklarında kalsın diye ondan izin ister. İzni aldıktan sonra Ferhat Hocayla Yobazoğlunu kurtarmak için hapishaneye giderler. Asım Çavuş ateşe başlamıştır. Ancak İnce Memed eğer ateşi kesmezsen alır seni dağa kaldırırım der. Asım Çavuş ateşi keser. Ferhat Hocayla Yobazoğlunu İnce Memede teslim eder.

İnce Memedi ihbar etmek için Faruk Yüzbaşıya giden feleksiz Fazlının yüzüne köyde artık kimse bakmaz olur. Anası bile tek kelime konuşmaz. Faruk Yüzbaşıya çok dil döker, bırak buraları terkedeyim der ama Yüzbaşı Fazlıyı gerisin geri köye yollar. Sen Seyranı takibe devam et, benden de haber bekle der. Ağalar İnce Memedi öldürmek için türlü türlü yollar düşünürler. En sonunda İnce Memedi kancıkça öldürmeye karar verirler. Eskiden dağda birlikte eşkiyalık yaptığı Cabbar artık Molla Duran Efendinin evinde çalışan bir gariptir. Murtaza Ağa Cabbarla konuşur. İnce Memedin yanına yine arkadaşı gibi yanaşacaksın, gece de uyurken onu sessiz sedasız öldüreceksin der. Karşılıgında sana tarlalar, atlar, öküzler, pulluklar, yeni bir ev ve çokça da para vereceğiz der. Eğer kabul etmezsen sana bu dünyada yaşamaya yer bırakmayız, seni öldüremesek de birini öldürür, senin üzerine atar, hapislerde çürütürüz der. Cabbar çok dil döker, etmeyin eylemeyin, beni İnce Memede kancıklatmayın der. Murtaza Ağa o dakikadan sonra tek kelime etmez, sana onbeş gün mühlet, düşün taşın der.

ince memed 3

İnce Memed, Kasım, Temir ve Ferhat Hoca'ya çoban Müslüm haber getirir. Çamlıköy Köyündeki Hasanın babası Hıdır Ağa Kuzgun Velinin İnce Memedi öldürmek için köye geleceğini söylemesini istemiştir Müslümden. Dağlari tepeleri ok gibi aşarak Kuzgun Veliden önce köye gitmek isterler. Köye vardıklarında herkes köyün ortasında onları karşılar. Yağmurdan sırılsıklam olmuş üstlerini degiştirsinler diye yeni kıyafetler verirler. Sonra da bir güzel karınlarını doyururlar. Hıdır Ağa odaya elleri bağlı Kuzgun Veliyi ve adamlarını sokar. İnce Memede gönül borçlarını ödemek için önce onlar yakalamıştır adamları. Kuzgun Veliyi ne yapacaklarını tartışırlar, eli kolu bağlı eşkiyayı öldürmek kitapta yazmaz diye serbest bırakırlar. Evden çıktıktan sonra bahçede koltuğunun altından ateş eder Kuzgun Veli. Kurşun İnce Memedin abasını delip çıkmıştır. Bir yaylım ateşi başlarken arkadan Ferhat Hoca Kuzgun Veliye yaklaşarak alnının ortasından vurup öldürür. Kuzgun Velinin adamları da İnce Memede katılmayı kabul eder. Derken jandarmalar tüm köyü kuşatmış, ateş altında kalmışlardır. İnce Memed, Şahan ve Müslüm duvar gibi yamaçtan aşağı inerek jandarmaların arkasına düşer. Çapraz ateşte kalan jandarmalar geri çekilir. Mahmut Ağa da İnce Memedi öldürüp namına nam katmak için jandarmayla taraf tutmuştur. İnce Memed ve ekibi ikiye bölünerek iki farklı köye dağılırlar. Çiçeklideresi köyüne giden İnce Memedler Sefil Ali'nin dayısı Sarı Çavuş'un evine giderler. Sarı Çavuş onları evde bir güzel saklar. İhtiyaç gidermek için dışarı çıktıkları bir sefer Tazı Tahsin onları görür. Muhtara gider, muhtar da bu haberi Mahmut Ağa'ya vermesi için Tahsini kendisine gönderir.

Mahmut Ağa adamlarına kapıda nöbetçi bekleyen Sefil Ali'yi ve içerdekileri yakalatır. İnce Memed, Ferhat Hoca, Sefil Ali, Müslüm hepsi elleri bağlı bir şekilde muhtarın evinde toplanır. Mahmut Ağa hepsini tek tek sorar, en çok da İnce Memedle dalga geçer. Jandarmaya teslim etmek üzere sabaha kadar bekleme kararı alır. Kendisi onları öldürmeyecek, jandarmalarla Çukurova'ya gönderip onları astıracaktır. Adamların başına nöbetçi koyar, kendide arka odaya çekilir uyur. Gece nöbetçilere yemek getirmek isteyen köylü kadınlar, önce nöbetçileri bağlar sonra da İnce Memedi ve adamlarını çözüp salar. Sabah olduğunda Mahmut Ağa zor uyanır. Haberi verdiklerinde hiç kızmaz. Bütün köyü toplar, on gün içinde burayı terkedeceksiniz, köpekleriniz bile kalmayacak deyip gider. İnce Memed köye geri döner. Mahmut Ağa'nın döve döve yataklık ettiği Sarı Çavuş'la konuşur. Sarı Çavuş sen köylünün sana kızdığına aldırma, onlar seni çok sever der. Yine olsa yine seni kurtarırlar der.

Bütün kasaba Mahmut Ağa'nın İnce Memedi tutsak ettiğini ve kasabaya davul zurna ile gireceği söylentisini yayar. Faruk Yüzbaşı, İnce Memedi yakalayamadığı için çok üzgündür. O kadar uğraşmasına rağmen hele bir de ağa tarafından yakalanması onu iyice kederlendirmiştir. Tüm jandarmaları alıp kasabanın dışına çıkma kararı alır. Karşı dağlarda bulunan köylerdeki isyanları bastırmak için gittiğini söyler millete. Amacı Mahmut Ağa kasabaya geldiğinde onu karşılamamaktır. Ağalar da Mahmut Ağanın bu olaydan sonra daha da güçleneceğini düşündüklerinden dolayı bir türlü bu durumu içlerine sindiremezler. Sonra bir söylenti yayarlar. Aslında bu cinayetleri İnce Memed işlememiştir. İnce Memedi ağaları öldürürken ne gören olmuştur ne de duyan. İnce Memed o ağaları öldürecek güce bile sahip değildir. Peki o cinayetleri kim işlemiştir. Olsa olsa Mahmut Ağa işlemiştir derler. Mahmut Ağayı da kasabaya girerken sakin bir şekilde karşılayacaklardır. Ancak henüz daha Mahmut Ağa gelmeden İnce Memedin kaçtığı haberi gelir. Bu sefer ağalar yine kararından vazgeçer, Mahmut Ağayı hoş bir şekilde karşılarlar. Hep beraber Murtaza Ağanın konağında yemek yerler ve İnce Memedi nasıl yok edeceklerini konuşurlar.

Bu sırada Müslüm, Topal Ali'den bir haber getirir İnce Memede. Mahmut Ağanın Murtaza Ağanın evinde olduğunu, Yüzbaşının da jandarmalarla birlikte kasabanın dışında olduğunu, bu yüzden bu işi bitirmek için bu gecenin en iyi fırsat olduğunu söyler. İnce Memed hemen çıkar gider. Topal Ali atla birlikte bekliyordur. Beraber kasabaya doğru atlarıyla beraber dört nala giderler. Topal Ali'de evin kapılarının anahtarları vardır. Ağaların kaldığı odaya kadar girerler. Mahmut Ağa ile Murtaza Ağa aynı odadadır ve seslerden uyanırlar. Mahmut Ağa daha elindeki silahı çekemeden İnce Memed üç kurşunu da Mahmut Ağa'nın vücuduna gönderir. Murtaza Ağa korkudan yorganın altına sinmiştir.

İnce Memed doğru Çiceklideresi köyüne gider. Emiş Hatun'a bu köyden kıyamete kadar çıkmayacaksınız der ve arkasına bile bakmadan hızla gözlerden kaybolur. Sarı Çavuş bir İnce Memed uğurlama adeti olarak köylülere keven dikenlerinden bir yığın yaptırıp yaktırır. O günden sonra bir daha İnce Memedi gören olmaz. Çiceklideresi köyü her yıl İnce Memedin gittiği günde keven dikenlerinden bir yığın yapıp ateşe verirler. Dağların doruğu üç gece ağarır, ortalık apaydınlık, gündüz gibi olur.

ince memed 3


Arka Kapak

Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın, 'mecbur adam'ın romanı.

Çiçekli Mahmut Ağa, Çiçeklideresi köyündeki topraklarını işleyen köylüleri İnce Memed'i korudukları için topraklarından atar. Bunun üzerine Memed Çiçekli Mahmut Ağa'yı öldürür. Zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği yönündeki kuşkuları, "bir İnce Memed gitse de, yerine bin Memed gelir" fikriyle umuda dönüşür.

"Büyük bir yazar, büyük bir kitap... Demek ki hem çok okumuşlara hem az okumuşlara seslenen bir eser yazılabilirmiş. Bir eser ki hem destan hem de bireysel nitelikli; bir eser ki yürekle aklı birleştirmiş."
Anne Philippe, Liberation, (Fransa)

'Yaşar Kemal yalnızca Türkiye'nin en büyük romancısı değil, dünya edebiyatının da bir devidir.'
-Alain Bosquet, Magazine Litteraire, (Fransa)

Aynı Kategoride Eklenmiş Son Kitaplar
Card image cap
Aşkımız Eski Bir Roman Yeni

Ahmet Ümit

Ahmet Ümit'in edebiyat dünyasına kazandırdığı o meşhur karakteri Başkomser Nevzat'ın kahramanı ol ...

Card image cap
Üç Anadolu Efsanesi Köroğlu, Karacaoğlan, Alageyik

Yaşar Kemal

Üç Anadolu Efsanesi, üç türkü, üç mücadele, üç yiğit, üç güzel, üç aşk... Bir at, bir saz, bir ge ...

En Çok Okunan Kitaplar
Card image cap
İnce Memed 2

Yaşar Kemal

Bu roman, atalarından kalma köy toprağını çektiği her türlü eziyete rağmen terketmeyen, son nefes ...

Card image cap
Kırlangıç Çığlığı

Ahmet Ümit

Suriyeli göçmenlerin dramı, çocuk istismarı ve organ kaçakçılığı, maalesef ülkemizin gündemini hâ ...

Tüm Kitaplar

İncelemesini hazırladığım tüm kitapların listesi için...

Devam...
Kitap Hakkındaki Yorumlarınız

    Kitap hakkında ilk yorumu siz yapabilirsiniz...


Bu siteden elde edilen reklam gelirleri ile kimsesiz çocuklarımıza KİTAP alınmaktadır. Geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımız ancak okuyarak geleceğimize şekil verebilirler. Her kitap bir hayattır. Hayatı okunduğu kadardır.

Serdar Kılıçsel © 2018
facebook.com instagram.com linkedin.com